Etiketler: Devşirme’den Beyaz Türk’e Siyasi Nefretin Kökleri
Devşirme’den Beyaz Türk’e Siyasi Nefretin Kökleri
Büyükelçi
( E ) Aydın Nurhan’ın kaleme aldığı “Devşirme’den Beyaz Türk’e Siyasi Nefretin
Kökleri” isimli deneme kitabı yayımlandı.
Türk
siyaset hayatında kamplaşmaya yol açan yaşam tarzı çatışmasının psikolojik,
sosyopsikolojik yönü başta olmak üzere tarihin derinliklerinden gelen
faktörlerle çeşitli açılardan sorgulanmasına hasredilen kitap 160 sayfadan
oluşuyor.
Deneme
türündeki kitap “Teşekkür” ve “Ön Söz”ün ardından “Burjuva, Lumpen, Devşirme, Türkmen, Atatürk, Demokrasi Bayramı” gibi
terimlerin tanımlandığı “Kavramlar”
kısmının ardından gelen üç bölüm ve “Sonuç”
kısmından oluşuyor.
Yazar
Aydın Nurhan, kitabının “Teşekkür” kısmında “Kitabımı
yazarken akademik disiplin ve ahlâkına saygı duyduğum bazı hocalarımızın
nasihat, kritik ve tavsiyelerini alma ihtiyacı duydum. Onlar da kıymetli
zamanlarını ayırarak müsveddelerimi okudular, ikazlarını yaptılar” diyerek Ahmet
Taşağıl, Ahmet Sedat Aybar, Ekrem Erdem, Erol Göka, Fahri Erenel ve Mehmet
Seyfettin Erol’a teşekkür ediyor.
Kitabın sunuş yazısında şu cümlelere
yer verilmiş:
“Bu filizin tohumu, rahmetli babamın “Daima mazlumdan
yana ol” nasihatidir.
Yetmiş
dört yıllık ömrümde gördüm ki, insanları horlayan, onlara tepeden bakan,
onları aşağılayan kişilerde hep bir eksiklik var. Sürekli arayış içinde ve
doyumsuzlar. İçlerindeki saygınlık açlığının, hatta aforoz edilme korkusunun
yükünü taşıyorlar. Kitaplardan okuduğuma göre; belki ailede ya da okulda küçük
yaşlardan itibaren başlayan “sevgi-sıcaklık” eksikliğinden doğan kucaklanma,
korunma arzusuyla yaşıyorlar.
Saygınlık arayışı bireysel
kaldığı sürece, toplum için sorun değildir elbette. Ancak saygınlık talebi,
toplumda kabul görme açlığı, aşağılık kompleksi, bireysellikten çıkıp
toplumsal ortama aktarılarak siyaseti zehirlemeye başladığında, millî birliğe
zarar verici boyutlara ulaşıyor.
Çeşitli sembolizasyonlarla
kendini ispat çabasına giren toplumsal saygınlık arayışındaki birey iki ana akım
çarpıcı gerçekle yüzleşiyor: Muhafazakâr/geleneksel yaşam tarzı ve
Batılı/modern yaşam tarzı. Tanzimat’tan günümüze güç sahipleri arasındaki başat
yaşam tarzının Batılı yaşam tarzı olduğunu görüyoruz. Batılı devletler tarafından
stratejik olarak desteklenen bu yaşam felsefesine dahil olanlar, dışarıda
kalanlara tepeden bakma, onları “medenileştirme - ehlileştirme” hakkını
kendilerinde görüyorlar. Bir anlamda iç oryantalizm, Attilâ İlhan’ın
tabiriyle kültür kompradorluğu1 uyguluyorlar.
Batıcıları gören lumpen
yığınlar da özentiyle onların arasına girebilme sevdasına kapılıyorlar.
Batıcılar, aralarında nadiren çıkan “acaba?”cıları, Batı zihniyetini ve Batılı
yaşam tarzını sorgulayanları ise aforoz ediyorlar. Aforoz, dışlanma, dayanılır
bir acı değil. O nedenle insanlar terörize ve korkak. Özellikle lumpen sanat ve
spor çevrelerinde taşralı, gerici, dinci damgası yemek korkunç bir ceza.
Ergenlikte kalmış lumpenleri esir alan sosyal bir fenomen…”
Kitabın arka kapak yazısında ise şu
cümlelere yer alıyor:
“Elinizdeki deneme kitabı, Türk
siyaset hayatında kamplaşmaya yol açan yaşam tarzı çatışmasının psikolojik,
sosyopsikolojik yönü başta olmak üzere tarihin derinliklerinden gelen faktörlerle
çeşitli açılardan sorgulanmasına hasredildi.
Temel sorumuz şu: Türkiye’de siyaset ortamını zehirleyen nedir? Ait olduğumuz grupların yaşam tarzı ve değerlerine, iman etmişçesine, fanatik olarak, sorgulamadan bağlılığımız mı? O zihinsel çerçevenin tabir caizse hapishanenin dışına çıkmayı bir an olsun düşünemememizin nedeni, Nietzsche’nin dikkat çektiği, ait olduğumuz gruptan aforoz edilme korkaklığı, menfaatçilik, boş vermişlik, tembellikten kaynaklanan “konformizm” mi?
Hizmet demokrasisi dediğimiz sistem
niçin bu ülkede çalışmıyor? Nasıl oluyor da “Lağım içinde yaşarım ama yaşam
tarzıma dokundurtmam” diyor insanlar? O lağım ortamında kendilerini medeni
sanıp başkalarını da kendileri gibi yaşamaya zorluyorlar? Acaba bu tepki bin
yıldır din simsarlarının atalarına yaptıklarını tersine döndürme, hınç alma
refleksi midir?
Metropollerde menşei belirsiz
manipülasyonlardan bîhaber “çağdaş” ve “ilerici” iddialarla
sokaklara dökülen yer yer diplomalı, özenti lumpenlerin psikolojik
derinliklerine inilmeden siyasetimizdeki nefret ortamının çözümlenmesi kolay
olmayacaktır”.
Kitabın
içindekiler bölümü şu başlıklardan oluşuyor;
GİRİŞ
Transformasyon, İslâm Kılıcı Devşirmenin,
Materyalizm Kılıcı Devşirmeye Evrimi
BİRİNCİ BÖLÜM
Psikoloji
Bireysel Psikoloji (Fizyon)
Sosyal Psikoloji (Füzyon)
Konformizm
Sosyal Dışlanma (aforoz)
Sıra Dışılık
Siyaset Psikolojisi
İnsanlar Neden Siyaset Yaparlar?
Siyasi Tercih
“İnsan Neden Sağcı Olur?”
“İnsan Neden Solcu Olur?”
Modernistler, Muhafazakârlar
İKİNCİ BÖLÜM
Osmanlı Devleti
Üç Osmanlı - Osmanlı Devleti’nde Sınıflar
Padişah
Devşirme Bürokrasi
Reâyâ
Yeniçeri İsyanları
Esnaf İsyanları
Celâlî İsyanları
Suhte İsyanları
Tanzimat
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Erken Cumhuriyet
Sınıf Bilinci ve Çatışmanın Filizlenmesi
Türk’ün Kansız İhtilâli
Türk Demokrasisinin Kurucu Babası
Gerici Karşı Devrim
Türkmen Göreve
Burjuvalaşma
Modern Siyaset
Türk Demokrasi Devriminin Katalizörü ABD
Başkanlık Sistemi
Roller Değişiyor
Sahipsiz Devlet
Medya
Cumhuriyet’te Kimlik
Kimlik Unsurlarımız
Türkçemiz
İslâm
Yaşam Tarzı
Mefkûre Birliği
Kürtlerimiz
Türkçemiz
Din
Dogma İhtiyacı
Hukuk
Edebiyat ve Müzik
Eğitim
Eğitimde Devrim: Bildiğini İyi Bilmek
Enderun/Üniversite
Hariciye
Tüccar ve Sanayici
Korporatizm
Ve Nihayet Atatürk
Atatürk’ün Halkçı Söylemleri
Gençlere Nasihat
SONUÇ
Öz Geçmiş
Referanslar
Aydın
Nurhan Kimdir?
AYDIN NURHAN Emekli Büyükelçi
Büyükelçi Aydın Nurhan 1949 yılında Adapazarı’nda doğmuştur.
Talas Amerikan Ortaokulu, Tarsus Amerikan Koleji ve Ankara Üniversitesi
Hukuk Fakültesi mezunudur. Aydın Nurhan Dışişleri Bakanlığına girmeden önce
Ankara Barosuna kayıtlı olarak Avukatlık yapmıştır.
Büyükelçi Nurhan, Togo ve Benin’e de akredite Akra/Gana Büyükelçisi,
Azerbaycan, Avusturya ve Avustralya’da Başkonsolos, İslâm İşbirliği
Teşkilatında Bilim ve Teknoloji Genel Müdürü, Dışişleri Bakanlığı Stratejik
Araştırmalar Merkezi SAM’da Başkanvekili görevlerinde bulunmuştur. Türk
İşbirliği ve Kalkınma Ajansı TİKA’nın kuruluşunda da görev alan Büyükelçi
Nurhan, kariyerinin erken yıllarında Suudi Arabistan, Hollanda, Almanya ve
Amerika Birleşik Devletleri’nde de görevlerde bulunmuştur.
Dışişleri Bakanlığının aday göstermesi üzerine 2013 yılında emekli olarak
İslâm İşbirliği Teşkilatı Afganistan Daimi Temsilciliğine atanmış, 2017 yılına
kadar bu görevde kalmıştır.
Diplomatik kariyeri dışında gazete yazarı, radyo program yapımcısı ve
spikeri, televizyon dış politika yorumcusu, üniversite öğretim görevlisi ve
düşünce kuruluşlarında danışman olarak da faaliyetlerde bulunan Büyükelçi
Nurhan’ın konuşma ve yazıları Türk, Gana ve ABD basınında yer almıştır.
Yurt içinde ve yurt dışındaki Türkçe ve İngilizce dillerindeki konuşma
ve makaleleri;
“Bir Büyükelçinin Düşünce Dünyası” ve “Reflections of a Turkish Ambassador” adlı
kitaplarda derlenmiş ve TASAM tarafından yayınlanmıştır.
“Gelişmekte olan Ülkelerde Stratejik Araştırma Kültürü” adlı makalesi “Türkiye’de Stratejik
Düşünce Kültürü ve Stratejik Araştırma Merkezleri: Başlangıcından bugüne Türk
Düşünce Kuruluşları” adlı kitapta yayınlanmıştır.
“Yeni Dünya Düzeni ve Türkiye” başlıklı makalesi de Mehmet Öğütçü tarafından
yayınlanan “Yeni Dünyanın Okunması Zor Şifreleri” kitabında
yayınlanmıştır.
Büyükelçi Nurhan; Benin Cumhuriyet Liyakat Madalyası, Nahçıvan Özel
Üniversitesi Fahri Doktorası ve TASAM Stratejik Vizyon Ödülü sahibidir.
Aydın Nurhan evli, iki
çocukludur.
Kitap | |
Yazar | Aydın Nurhan |
Sayfa Sayısı | 160 |
Yayım Tarihi | Mart 2023 |
ISBN | 978-625-00-1177-5 |